Şişli Masaj Salonu

Şişli Masaj Salonu

Şişli Masaj Salonu Ardındaki psikopatı annesinin evine kadar getirmişti. Bu rezalete o sebep olmuştu. Temizlemek de ona düşüyordu. Devlin bacaklarını hafifçe açıp odanın ortasında durmuş, Nefes Al sürekli not alıyordu. “Bu sabah e-mailleri konuşurken Witherspoon ölü bulunduğundan beri ardında biri bulunduğunu söylemiştin, değil mi?” dedi. “E-mailler o gece başlamıştı ama bugüne kadar beni gizli saklı gizli saklı takip eden biri bulunduğunu düşünmemiştim hiç,” dedi Grace.

Kollarını beline sardı. “Bu olay olana kadar yalnızca e-mailler vardı. Anlattığım gibi pek öyle tehditkâr da değiller. Kim bilir Sprague Witherspoon’un kızı gönderiyordur diye düşünmüştüm. Fakat açıkçası ölü bir fareyle uğraşacağını sanmıyorum. ” Kollarını kavuşturup tezgâha yaslanmış olan Julius, başını iki yana salladı. Bir şey demedi fakat bir şey demesine gerek yok diye düşündü Grace. Aklından geçenleri bildiğinden emindi. Bir ihtimal biraz safça mevzuşmuştu. “Julius haklı, bu vaka resmî olarak ardında biri olduğunu gösteriyor,” dedi Devlin tekdüze polis tonuyla. “Witherspoon’un kızıyla aranız nasıl, anlat.” O sabah çoğu şeyi anlatmıştı ama gene de baştan sona her şeyin üstünden yine geçti.

Şişli Masaj Salonu

Şişli Masaj Salonu “Söyleyebileceğim şeyler bu kadar,” dedi tamamlamış olduğinde. “Bu sabah karşıma çıktı evin önünde, Witherspoon Way’den zimmetime geçirdiğimi iddia ettiği parayı ona vermemi istedi. Beni babasının arkasından iş çevirip sonra da öldürmekle suçladı. Parayı ona verirsem susacağını söyledi. Julius gelince otomobilina binip gitti. Sonrasında da bir baktım buzdolabında bir fare.” “Bir şişe de votka,” diye hatırlattı Julius. Grace’in ağzı gerildi. “Ve evet Devlin, sen sormadan ben söyleyeyim.

Sprague’in yatak odasında bulduğum votka markasıyla bu marka aynı.” Devlin uzun bir süre ona baktı. “Votka olayı da nedir böyle?” J ayne Ann Krentz Bilmiyorum,” dedi Grace. “ama kadın Trager’m cesedini bulduğum eski akıl hastanesinin bodrumunda da bir içki şişesi vardı. Bir şişe votkaydı, hatırlıyorum. Markasını fark etmemiştim o süre fakat sanırım Sprague’in yatak odasına ve benim buzdolabıma bırakılan şişenin üzerindeki gibi yeşil ve altın renginde bir etiketi vardı. O gün kadın Träger’ı bulduğumda şişeyi şey için kullanmıştım…” Grace sustu.