Şişli Mutlu Son Masaj Hizmeti

Şişli Mutlu Son

Pazartesi günü Halle, Thune & Wetterlid bürosunda hiç kimseye gelen bir şey yoktu. Clausen Şişli Mutlu Son  Polis merkezinden ayrıldıktan iki saat sonra, güneş daha tepe noktasına ulaşmadan önce tekrar bürosundan alınmış ve kuryeyi tarif etmesi için geri getirilmişti. Onlara fazla bir şey söyleyememişti: Bir seksen boylarında; orta boylu. Clausen insanın fizyolojik bilgilerina fazla dikkat etmemişti.

Bu tür şeylerin erkekler için fazla ilgi çekici ve doğru olmadığını düşünüyordu. Bir kurye ne giyerse o da onu giyiyordu: Sarı ve siyah renkte, daracık, bisiklet yaka bir tişört, şort ve halıda yürürken bile ses çıkaran spor ayakkabıları. Başlangıcında kask ve güneş gözlüğü vardı. “Ya ağzı?” diye sordu Harry. “Ağzını beyaz bir bezle örtmüştü, ” dedi Clausen. “Hani şu Michael Jackson’ın kullandıklarından. Herhalde egzoz gazlarından korunmak için kuryelerin onlardan giydiğini düşündüm.” “New York ve Tokyo’da evet.

Burası Oslo.” Clausen omuz silkti. “Bana pek garip gelmedi işte.” Clausen’e gitmesi için izin verildikten sonrasında Harry, Waaler’ın ofisine girdi. Harry içeri adımını attığında Waaler kulağına yapıştırdığı telefona ‘hı-hı’ ve ‘aha’ şeklinde mırıldanıyordu.

Şişli Mutlu Son

“Sanırım katilin Camilla Loen’in dairesine nasıl girdiğini buldum, ” dedi Harry. Tom Waaler hitabını bitirmeden telefonu kapattı. “hanımın yaşadığı evde ana girişte interkoma bağlı bir video görüntüleme sistemi yok muydu?” “Evet?..” dedi Waaler ve öne doğru eğildi.

“Kim yüzünde maskeyle kameraya bakıp, kapının açılacağından kararlı bir şekilde zile basar?” “Noel Baba mı?” “Sanmam, ama ekspres bir paket veya elinde bir demet çiçek olan birisi, bir kurye gelse kapıyı açmaz mısın?” Waaler çalan telefonunu meşgule aldı. “Clausen geldikten dört dakika kadar sonra bir kuryenin danışmanın yanından dışarı çıktığını görmüş. Kurye gelir, teslimatını yapar ve hemen oradan ayrılır. Dört dakika boyunca oralarda oyalanmaz.” Waaler yavaş bir baş hareketiyle Harry’nin söylediklerini onayladı.

“Bisikletli bir kurye, ” dedi. “Dahice bir basitlikte. Her türlü insana ağzı kapalı bir şekilde yaklaşabilecek her insanın gördüğü ama dikkat etmediği biri.” “Bir Truva atı, ” dedi Harry. “Bir seri katil için ne uygun bir buluş.” “Kimse bir yerden aceleyle çıkan bir kuryeden şüphelenmez. Ek olarak kayıtlı bir aracı da yok. Belki de şehirde gizlenmenin en rahat yollarından biri.” Waaler telefonu kulağına koydu.