Şişli Mutlu Sonlu Masaj Masöz Bayanlar

Şişli Mutlu Sonlu Masaj

Sonrasında vücuduna monte fenerini açarak yavaşça ileri doğru sürünmeye başladı. Bacakları her birkaç santimde bir tünelin alüminyum  duvarlarına sürtünürken, sürünerek ilerlemek çok terletici ve hantal bir işti. Cinder Şişli Mutlu Sonlu Masaj Masöz iki kez, aşağıda bir yerlerden ayak sesleri işittiğini düşünerek durakladı. Acaba kaçtıkları fark edildiğinde bir alarm verilecek miydi? Alarmın o ana kadar çatınmaması bile şaşırtıcıydı. Otuz iki dakika. Kendi hücresinden ayrılalı tam otuz iki dakika geçmişti.

Sanki biyolojik saati şaşmış gibi, burnundan akan ter damlaları ve hızla atan  kalbi, süreı bitmek bilmez bir şekilde uzatıyordu. Thorne’un varlığı daha şimdiden içini şüpheyle doldurmaya başlamıştı. Buradan kendi başına çıkması bile yeterince zor bir iş olacaktı -ikisini birden dışarı çıkarmayı iyi mi başarabilirdi ki? Aklından fazlaca net ve korkutucu bir fikir geçti. Thorne’un beynini yıkayabilirdi.

Onu uzay gemisinin yerini söylemeye ikna edebilir ve sonra kendisiyle beraber gelmekten vazgeçmesini sağlayabilirdi. Onu hücresine geri gönderirdi. Thorne buna karşı koyamazdı. “Her şey yolunda mı?” Cinder tuttuğu nefesini bıraktı. Hayır. Ne Thorne’u ne de bir başkasını kendi çıkarı için kullanacaktı. O güne kadar Aycı yeteneğini yeterince iyi bir şekilde denetim altında tutabilmişti ve şimdi de farklı olmayacaktı. “Üzgünüm,” diye mırıldandı. “bir tek tünel planlarını denetim ediyordum. Gideceğimiz yere az kaldı.”

Şişli Mutlu Sonlu Masaj Masöz

“Tünel planlarını mı denetim ediyordun?” Cinder adamı duymazdan geldi. Birkaç dakika sonrasında köşeyi döndü ve tünelin tavanına minik kareler şeklinde yansıyan bir ışık gördü. Bir rahatlama duygusuyla beraber içi umutla doldu ve başını yavaşça ışığın terfi ettiği mazgala doğru uzatarak aşağıya baktı. Tam altında, üstünde bir su birikintisi bulunan küçük bir beton alan  ve altı adım uzağında, öncekilerden çok daha büyük, yuvarlak bir başka mazgal durduğunu gördü.

Bir rögar kapağıydı. Tam da tünel planlarının gösterdiği yerde. Ortalama bir kat aşağı atlamaları gerekiyordu fakat bacaklarını kırmadan bunu başarabilirlerse, gerisi hemen hemen çocuk oyuncağı olacaktı. “Neredeyiz?” diye fısıldadı Thorne. “Yükleme deposunun altındayız. Kısaca çalgıların, yiyecek ve erzakları bıraktığı yerdeyiz.” Cinder elinden geldiğince zarif hareketlerle mazgalın üstünden geçti ve sonra, olduğu yerde geri döndü.